01:02 - Donan göl gençlerin eğlence alanı oldu
01:02 - Milli Eğitim Müdürü Kokrmaz’dan değerlendirme toplantısı
01:02 - Kaymakam Alibeyoğlu, Aile Destek Merkezini ziyaret etti
01:02 - Yerli ıhlamur piyasalarda
22:56 - Sarıkamış şehitleri için bayraklı kayak gösterileri düzenlenecek
22:56 - Halep için yardım kermesi
22:56 - TATSO’dan 2016 yılı değerlendirmesi
17:47 - SON DAKİKA! Sarıyer Çayırbaşı Cezayirli Hasan Paşa Camii’nde silahlı saldırı: 2 yaralı
17:47 - Devlet Bahçeli’den Reina’ya düzenlenen terör saldırısına ilişkin açıklama
Vahit Kiler, 1966 yılında Bitlis’in Hersan Mahallesi’nde doğdu.
Daha ilkokuldayken yaşamın kolay olmadığını ve çalışması gerektiğini öğrendi. Devrim İlkokulu, Bitlis Ortaokulu ve Bitlis Endüstri Meslek Lisesi’nde okudu. 18 yaşına kadar Bitlis’te kaldı. Askerlik çağı gelip de askere gittiği zaman herkesle çok iyi anlaştı ama yine de en yakın arkadaşları Bitlisliler oldu.
Gün gelip Bitlis’ten ayrılarak babası ve kardeşleri ile birlikte İstanbul’a yerleşip iş hayatına atıldı. Yokluktan varlığa uzanan hayat hikayesinde Bitlis’i hiç unutmadı ve ihmal etmedi. Dostlarından, arkadaşlarından ve Bitlis’in sorunlarını hergün yaşayanlardan, Bitlis’i hep dinledi. Bitlis’e her zaman gidip geldi. İş adamlığından milletvekilliğine uzanan süreçte Bitlis’e hizmet aşkı O’nu hep kamçıladı.
KİLER AİLESİ
HİKMET KİLER’İN TİCARİ ZEKASI
“Babam Hikmet Kiler Bitlis’in en zor şartlarında yetişmiş, daha çok küçük yaşta babasını kaybetmiş. Aynı şekilde küçük yaşta annesini kaybetmiş. Üç kız kardeşiyle beraber yoksulluk içinde Bitlis’in en zor koşullarında kendini yetiştirip iş sahibi olmuş. Tekelde işe girip kardeşlerini büyütmüş, daha sonra evlenmiştir. Babam müthiş bir ticari zekaya sahiptir. Tekelde çalıştığı dönemlerde, aynı zamanda köylere giderek çerçicilik yapardı. Biz 3 erkek 1’i kız olmak üzere 4 kardeşiz. Babam 4 çocuğunu kardeşlerinde olduğu gibi tek maaşla okutup büyüttü. O dönemler evimiz olmadığından bizzat babam kendisi de inşaatında çalışarak bize bir ev yaptı. Sırf bu evi yapmak için 2-3 yıl ciddi sıkıntılar yaşadığımızı çok iyi hatırlıyorum. Ben ilkokuldayken bazen babam ekmek almak için beni gönderiyordu. O yılları hatırlarım cebimde bir ekmek alacak param olmadığı zamanlar oluyordu. Bugün geldiğim bu noktada o günlerde yaşadığım sıkıntıları unutamıyorum.”
BİTLİS’TEN İSTANBUL’A ZORLU GÖÇ
“Şuan kitabı, defteri olmadığı için Bitlis’te okula gidemeyen öğrencinin olmadığını tahmin ediyorum. Ama ben ilkokul ikinci sınıftayken Bitlis’in o zor şartlarında defterim, kitabım olmadığı için bir hafta okula gitmediğim zamanları hatırlıyorum. İlkokul üçten sonra şu anda ismi Şemsi Bitlis-i ilkokulunda okuduğumda sabah okula gidiyorsam öğleden sonra, öğleden sonra okula gidiyorsam sabahları okulun önünde mevsimine göre mısır, limonata, lokum ve bisküvi gibi şeyler satarak babamın bütçesine katkı sağlıyordum. Bu zor koşullarda babamın almış olduğu karar doğrultusunda İstanbul’a taşındık. Babamın yapmış olduğu evi satarak tüm eşyalarımızı kamyona yükleyip 1984 yılında İstanbul’a taşındık.”
BAKKAL DÜKKANINDAN MARKETLER ZİNCİRİNE
“Hayatımda ilk defa büyük şehir olarak Diyarbakır’a gitmiştim. Bu kadar büyük bir şehre ticaret yapmak için ilk defa gitmiştik. İstanbul’a taşındıktan kısa bir süre sonra bir bakkal dükkanı satın alarak ticarete atıldık. Zamanla Allah’ın da yardımıyla yavaş yavaş işi öğrenip 1994 yılında büyük bir karar alıp hipermarket açtık. Ondan sonra işimiz rast gitti işimizde başarılı olduk. Bu başarı kolay elde edilmedi. Biz hiçbir zaman işimizi kimseye emanet etmedik. Bakırköy’de yeni bir mağaza açtığımızda 3 hafta eve gitmediğimi hatırlıyorum. Kolilerin üzerinde uyuyarak dükkânımıza sahip çıkıyorduk. İstanbul gibi bir yerde sizin tesadüfle veya şansla bir yere gelmeniz mümkün değil. Tabi bu duruma gelmek için aile faktörü de çok önemli. Biz kardeşler birbirimize çok bağlıydık. Annemiz, babamız ve kardeşlerimizle hep beraber çalışıp buralara geldik. Hiç unutmam Bahçelievler’deki bakkalımızda gece 12’ye kadar açık kalırdık. 12’den sonra annem ve kız kardeşimde dükkana gelir onlar temizlik yapar biz ise paketleme yapardık. Sabah yine aynı şekilde işimize devam ederdik. İşte böyle bir aile yapısı vardı bizde. ”
“EN MUTLU OLDUĞUM ZAMANLAR AİLEMLE GEÇİRDİĞİM ZAMANLAR”
“4 Çocuğum var. Bir çocuğumu 5 yaşında kaybettik. Şu anda 1 kız 3 erkek çocuğum var. Büyük kız çocuk 20 yaşında Üniversitede 1. Sınıf Hukuk Fakültesi okuyor. 14 yaşında hasta bir oğlum var. 10 ve 6 yaşında iki erkek çocuğum daha var. Allah’a şükür iyi bir aile hayatımız var. En mutlu olduğum zamanlar ailem ve çocuklarımla beraber olduğum zamanlar. Şu anda ailemin büyük bir çoğunluğu İstanbul’da yaşıyor. Milletvekilliğimden sonra İstanbul’a gideceğim bende. “