SON DAKİKA

Ajans13 Haber
Reklam Alanı

Şevket Epözdemir

Bu biyografi 07 Şubat 2015 - 20:16 'de eklendi ve 1.148 kez görüntülendi.
Şevket Epözdemir

Kardeşi Şakir Epözdemir’in Kaleminden

“Şevket 1943’te Baykan’a bağlı Minar Nahiyesinde dünyaya geldi. İlköğretimi Minar’da okuduktan sonra Ergani Dicle öğretmen okulunu bitirerek Baykan’da kısa bir süre öğretmenlik yaptı, bu arada Diyarbakır’da Eğitim Enstitüsü öğrenime açılınca buraya kaydını yaptırıp bu okulu 1964’te bitirdi. Diyarbakır Ziya Gökalp Lisesi’nde Türkçe ve Edebiyat öğretmeni olarak 1964 – 1968 yılları arasında görev yaptı.

Şevket hoca 1968’de Diyarbakır’da TKDP davası ile ilgili operasyondan sonra Yozgat’ın Sorgun ilçesine sürgün edildi ve oradayken üniversite sınavlarına katılarak Ankara Hukuk Fakültesinden 1975’te mezun oldu. Stajını Ankara’da bitirdi. 1976’da Tatvan’a gelip yerleşti.

Ailemizden Münür Epözdemir 1950’lerde Tatvan’a yerleşmişti. Bedirhan hoca da yanılmıyorsam 1968’de öğretmen olarak buraya atandı. Ben de Diyarbakır’da PTT memuru iken 1968’de TKDP operasyonu ve Antalya’daki mahkemeler süreci ile 1969’da Tatvan’a yerleştim. Daha sonra Epözdemirlerden Abdülkerim Tatvan’a taşındı (halen Tatvan’da ikamet etmektedir). Yine şu anda Tatvanda ikamet eden Haci Sabri ve Kadri kardeşlerde 1970’lerde Tatvana yerleştiler. Ayrıca sevgili Ali amcam Baykan’dan Tatvan’a taşınarak ve de öğretmen olan oğulları Abdullatif ve Halit hocayı da yanına çekerek kalabalık bir konuma gelmemizi sağladı.

İşte Tatvan Şehidi sevgili Şevket kardeşim 1976’da 33 yaşında iken ailesinin ağırlıkta olduğu bu şirin kasabaya gönül rızası ile ve kendi iradesi ile gelip yerleşti. Tatvan’a gönül vermemek mümkün mü ki? Son derece temiz ve sağlıklı havası, doğanın harika güzelliği, Nemrut’u, Daqlanoz’u, Zozané  Miran, Reşadiye, Kavar, Sapor, Gozeldere ve Şikerini, Gökyüzünden de daha mavi ve berrak denizi ve uzaktan da olsa Süphan Dağı’nın kadim duruşu her insanım diyebileni etkiler.

Şevket 58 kuşağından sayılır. O, Dicle Öğretmen Okulunu okuduğu yıllarda bölgemizde sadece üç tane öğretmen okulu vardı. Ergani Dicle, Akçadağ Malatya ve Alpaslan Van öğretmen okulları, Köy Eğitim Enstitülüğünden öğretmen okullarına dönüştürülmüşlerdi bu okullar. Diyarbakır Eğitim Enstitüsü 1962’de öğretime açıldı. 1969’da T.C. Başbakanı Sayın Süleyman Demirel’in  Doğu Anadolu’ ya yaptığı seçim gezisinde başta Tatvan ve Batman olmak üzere birçok Büyük kasabalara liselerin açılmasını istiyorlardı. İşte bunun için 58 kuşağı bölgemizin şanslı kuşağıdır. O dönemde herkes okuyan gençler ile gıpta ediyordu. Ama o kuşaklarda daha duyarlı ve daha bilinçliydiler. Onlar karanlığın ilk ışınlarıydılar.

Şevket hoca bütün yerli ve yabancı klasikleri okumuştu desem belki mübalağa olur. Ama Türkiye de yayınlanan tüm klasikleri okumuştu ve ezbere biliyordu. Özellikle edebiyat, tarih, felsefe ve öykü dalında çok başarılıydı. Onun geniş kültürünü 12 Eylül Kenan Evren darbesinde, Rahva kampında tutuklanan Tatvanlı dostları gördüler ve buna şahit oldular. Tam 30 gün ve sağcısı, solcusu her görüşten yüzlerce Tatvanlının moral kaynağı Avukat Şevket Epözdemir olmuştur. O hep gülüyor ve insanları güldürüyordu. O güzelim ve sayısız fıkralarıyla herkese moral vermişti.

Şevket hoca katıksız bir Hümanist idi. İnsanları son derece seviyor ve herkese değer veriyordu. Hizan’ın Kürdüne, Ahlat’ın Türküne, Muş’un Çerkezine, Norşin’in Şeyhine, Motki’nin aşiret yapılarına , Bitlis’in bajaresine ve Tatvanın esnafına, tüccarına hepsine değer verirdi ve yardımına koşardı. Onun yanında Kürt, Türk, Arap, Laz ve çerkez farkı yoktu. Bu gerçeği Tatvan’da herkes biliyor. Şevket’in değişmeyen bir görüşü vardı. ” İnsanlar hangi konumda olursa olsunlar, mutlaka etraflarını aydınlatmalı ve toplumlarına yararlar sağlamalıdırlar. İllahi doktor olacağım, avukat olacağım, kariyer kazanacak ve daha sonra hizmet edeceğim diye bir şey yok. Vatanın en ücra köşesinde eğer öğretmensen bulunduğun yerde kendini bir mum gibi yak ve etrafını aydınlat” derdi. O benim küçüğümdü ama aynı zamanda benim üstadım idi.  Ben onun sayesindedir ki bu satırları karalayabiliyorum. O bütün ailemize ve etrafına her zaman ışık saçtı. Onun amacı insana hizmetti. Bütün dönemlerde Tatvan Belediye Meclisinde ve Encümeninde görevler alıyor ve Tatvan’ın yerel sorunlarıyla meşgul olup hizmet sunuyordu. Newrozlarda, bayramlarda ve en krıtik anlarda Tatvan halkı ile el ele omuz omuzaydı. En kritik anlarda olayları yatıştırıyor ve Tatvanlılara zarar gelsin istemiyordu. Çünkü Tatvan’ı ve Tatvanlıları gerçekten seviyordu.

Şevket hoca, barışsever demokrat bir insandı. İnsan Hakları Derneği (İHD) Tatvan sorumlusu idi. DEP ilçe başkanıydı. Belediye Meclis Azası idi. Van barosu ve Türkiye Baroları Birliği üyesiydi. Haksızlığa uğrayan, baskı altında inim inim inleyen, halkının her kademesinde ve her görüştekilerin savunucusuydu. Gece gündüz demeden herkesin imdadına koşuyordu. Öğretmen iken gerçek bir öğretmen idi. Hukukçu iken de o bir hukukperverdi. Şevket çok iyi bir baba, örnek bir aile reisiydi.

1965’te Diyarbakır’dayken Siverekli temiz bir aileden Sakine Hanım ile evlendi. Sakine yengem halen Doktor Serdar, Psikolog Serhat ve Arkeolog Şilan ile yaşamına devam ediyor. Bu güzel çocukların üçü de üniversite bitirdiler. Doktor Serdar Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesinde Doçent’tir ve katıksız bir Tatvanlıdır. Çok şükür ailemiz de şu anda üç tane daha Şevket büyüyor. İkisi Şevket hocanın torunları, birisi de amcazadesinin oğludur. Ailesi, dostları ve arkadaşları onu hep hatırlayacak, o tarihe mal olacak ve hizmetleriyle halkına hizmetlerinden ötürü örnek bir insan olarak anılacaktır. Şevket Tatvan Şehididir. Tatvan’ın haksızlıklara boyun eğmeyen ve sonuna kadar direnen yiğit, cesur ve dürüst insanlara ihtiyacı vardır.

Şevket ile birlikte 50 sene yaşadım. Şevket’in büyük kardeşiyim. O beni bir ağabey bende onu hep bir dost, bir arkadaş ve bir hoca gibi algıladım. Onun derin devlet tarafından öldürüleceğini Bağdat’taki sağır sultan bile biliyordu. Yıllarca onu zorladım. Durumu izah ettim. “Senin gibi karşılıksız ve savunmasız tavır takınanlar karanlık güçlerin şimşeklerine hedef olduklarını her tarafta görüyoruz. Ne olur gel Ankara ya yarleş” Dediğimde Şevket hoca o güzel gülüşü ile bana şöyle cevap veriyordu. “Ben yanmazsan, sen yanmazsan, kim yanacak bu çaresiz halk için” derdi. O halkını seviyordu ve gerçek bir halk adamı idi.

Av. Şevket bütün kazancını Tatvan’a yatırdı. Zaten çoğu davalara karşılıksız giriyordu. Bunun için biriktirdiği mahdut imkanları ile Tatvan Postanesi yanında küçük bir yer aldı ve ofisini buraya kurdu. Eski Ahlat yolunda ve Adabağlar tesisi civarında bir villa inşaatına başlamıştı. Ancak bu villayı bitirmeden ve buraya taşınmadan kahraman halkı için ve halkının gecikmiş, geciktirilmiş, gasp edilmiş demokratik hakları uğruna, Tatvan’ı terk etmeme pahasına şehit edildi.

Şevket hoca Tatvan’ı seçmişti ve Tatvan’da kaldı. Yapımını bitiremediği villasına takriben 300 metre mesafedeki eski Tatvan Mezarlığında Tatvanlı dostları ve hemşehrileri arasında yatıyor şimdi. Tatvan’a gönül verip ” Tatvan Şehidi” olmayı hakketti. Ben onun şahadetinin tanığıyım. Çünkü kaçırıldığı son saat ve son saniyesine kadar Av. Şevket Epözdemir Tatvan ve Tatvanlıların hukuki hizmetindeydi”.

HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.
DİĞER BİYOGRAFİLER
SON DAKİKA