01:02 - Donan göl gençlerin eğlence alanı oldu
01:02 - Milli Eğitim Müdürü Kokrmaz’dan değerlendirme toplantısı
01:02 - Kaymakam Alibeyoğlu, Aile Destek Merkezini ziyaret etti
01:02 - Yerli ıhlamur piyasalarda
22:56 - Sarıkamış şehitleri için bayraklı kayak gösterileri düzenlenecek
22:56 - Halep için yardım kermesi
22:56 - TATSO’dan 2016 yılı değerlendirmesi
17:47 - SON DAKİKA! Sarıyer Çayırbaşı Cezayirli Hasan Paşa Camii’nde silahlı saldırı: 2 yaralı
17:47 - Devlet Bahçeli’den Reina’ya düzenlenen terör saldırısına ilişkin açıklama
İzmir’de istifra ettiği sırada vücudunda oluşan basınç nedeniyle beli zorlanan ve bel fıtığı teşhisi konulan Dilek Metin, ameliyata alınarak felç tehlikesinden kurtuldu
İzmir’deki bir eğitim kurumunda kimya öğretmenliği yapan Dilek Metin, yaklaşık bir ay önce midesini üşüttüğünü, istifra ettiği sırada belinde şiddetli ağrı ve uyuşma hissettiğini belirtti.
Olay sonrası ayağını neredeyse hissedemeyecek duruma gelince paniğe kapıldığını anlatan Metin, “Daha önce belimde hiçbir sıkıntı olmadığı için kas gevşeticiler kullandım ancak ağrılar artınca beyin cerrahına gittim. Durumun ciddi olduğu, ayak bileğinde felç riski taşıdığım söylendi ve acilen ameliyat oldum.” dedi.
Ameliyatın üzerinden bir ay geçtiğini ve eski haline döndüğünü belirten Metin, daha önce istifra ederken fıtık olan birini hiç duymadığını, durumunu şanssızlık olarak değerlendirdiğini kaydetti.
Dilek Metin’in ameliyatını gerçekleştiren ekibin başkanı Beyin ve Sinir Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hülagü Kaptan ise çok ilginç bir vakayla karşılaştıklarını belirterek, bel fıtığı ameliyatlarının çok acil bir durum olmadığı sürece yapılmadığını, çok sayıda vakanın ilaçla tedavi edildiğini aktardı.
Hapşırmadan dolayı bel fıtığı olan hasta gördüğünü ancak kusma nedeniyle bel fıtığı olan hastayla ilk defa karşılaştığını aktaran Kaptan, şunları söyledi:
“Olayın temel nedeni, aşırı zorlanma ve yüksek basınç hissiyle oradaki diskin etrafındaki ligamanın yırtılması ve fıtıklaşması. Hastamız genç bir hasta, fazla kilosu yok. Kustuktan sonra bacağında kuvvet kaybı hissetmiş. Şiddetli bel ve bacak ağrısı ile sağ bacakta kuvvet kaybı olmuş. Hasta kendisi kuvvet kaybı yaşadığını söyledi. Hastanın kuvvet kaybını anlayabilmesi için kaybın yüzde 50 olması lazım. Yüzde 100 kuvvet kaybı zaten felç anlamına gelir. Her bel fıtığı felç olmaz ancak bu hastamızda yaşadığımız durum nadir karşılaştığımız bir durumdu. Hastayı en kısa zamanda operasyona aldık çünkü kuvvet kaybı ilerleyebilirdi. Hastanın daha sonraki yaşantısında ciddi problemlere yol açabilir, ‘düşük ayak’ dediğimiz halk arasında felç denilen soruna yol açabilirdi.
Mikrocerrahi yöntemiyle bel fıtığı ameliyatını gerçekleştirdik. Hastamız günlük yaşantısına döndü.”
Kaptan, hapşırma veya kusmadan kaçmanın mümkün olmadığını ancak devamında gelen ağrı ve kuvvetsizlik ihtimallerinin ciddiye alınması gerektiğine dikkati çekti. Ağır yük kaldırırken daha dengeli hareket edilmesi gerektiğini dile getiren Kaptan, “Hapşırma veya kusma sonrasında çok şiddetli bel ağrısı, bacak ağrısı, bacakta kuvvetsizlik ve uyuşukluk gibi durumlar olduğu zaman ‘bunlar geçebilir’ diye düşünülmemeli. Bir beyin cerrahına başvurmak lazım. Bu vakada zamanında tanı koyulmamış olsaydı hasta için ciddi bir problem olacaktı.” dedi.