Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye’nin ortak terör tehdidiyle mücadelede uluslararası toplumun tek güvenilir, samimi ortağı olduğunun altını çizdi ve ülkesinin müttefiklerinin terör örgütlerini destekleyerek Ankara’yı hayal kırıklığına uğratmasından yakındı.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından düzenlenen İstanbul Güvenlik Forumu’na da değinen Çavuşoğlu, Avrupa güvenlik yapısının arzu edilen seviyelerde “açıkça işlemediği” konusundaki endişelerini dile getirerek, yeni bir güvenlik tasavvur etmenin “makul ve mantıklı olmadığını” sözlerine ekledi. tasarım” Ukrayna’daki savaş devam ederken.

Çavuşoğlu, “NATO’nun en baskın ve stratejik açıdan önemli müttefiklerinin ön saflarında yer alan Atlantik ötesi güvenliğe Türkiye’nin katkısı hayati önem taşıyor.” dedi. Uluslararası kriz ve çatışmaların yüzde 60’ının Türkiye çevresinde görüldüğünü yineleyen Çavuşoğlu, güvenliğin “sert güvenlik veya yumuşak güvenlik” ayrımlarını aşan ve kapsamlı bir şekilde ele alınması gereken bir kavram olduğunu söyledi. Günümüz koşullarında güvenliği sağlamanın üç yolunu sıralayan dışişleri bakanı, “ülkeyi tüm unsurlarıyla güçlü, caydırıcı ve dirençli tutmak” gerektiğini söyledi.

“Güçlü güvenlik güçleri ve dirençli bir toplum, etkin yönetimle bir araya geldiğinde başarı da beraberinde gelir. Bu nedenle biz (Türkiye) savunma sanayini öncelikli alanlardan biri olarak benimsedik” dedi.

Türkiye’nin her zaman müttefiklerinin yanında olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, bazı ortakların Türkiye’yi hayal kırıklığına uğrattığını söyledi. Müttefik bir ülkenin (Türkiye) vatandaşlarını ve askerlerini katleden bir terör örgütünün meşru ortak olamayacağının da altını çizdi. Müttefikleri birbirlerine yaptırım uygulamamaya çağırma ihtiyacı hissetmeyi utanç verici buluyorum” dedi. ABD’nin Suriye’deki terör örgütü PKK/YPG’ye geniş desteğinden bahsediyordu . Washington, Suriye’de “DEAŞ’a karşı mücadele” kisvesi altında terörist gruplara askeri teçhizat ve eğitim sağladığı için Ankara’nın öfkesini sık sık üzerine çekiyor.

Bakan, güvenliği sağlamanın ikinci yolunun da “ortak güvenliğin hem konusu hem de tamamlayıcı unsuru olmak” olduğunu kaydetti.

“Terörizm, NATO’ya yönelik iki ana tehditten biridir ve tüm müttefikler bu belaya karşı mücadelede birleşmelidir.”

Güvenliği sağlamanın üçüncü yolunun “güvenliği geniş bir perspektiften algılamak ve etkin çok taraflılık ile çözümler geliştirmek” olduğuna işaret eden Bakan sözlerini şöyle sürdürdü:

“Türkiye, nüfuzunun tüm yönlerini kullanan akıllı, hayırsever, erdemli ve etkili bir güçtür” diyen Çavuşoğlu, “(Ankara’nın) küresel güvenliğin merkezi aktörü konumumuzu, ilkeli insani duruşumuz ve kararlılığımızla kararlılıkla sürdüreceğimize” söz verdi. sahadaki gerçeklere cevap veren girişimci dış politikamız.”

Yetişkinler Piyano Öğrenebilir mi?

Forumda konuşan İletişim Başkanı Fahrettin Altun, etkinliğin güvenlik konusunda küresel bir diyalog platformu oluşturmak amacıyla düzenlendiğini söyledi. Altun, terörün günümüzün en önemli güvenlik tehditlerinden biri olduğuna işaret etti. Terör örgütlerinin sadece bir ülkeyi veya vatandaşlarını hedef almadıklarını, bunun yerine tüm insanlığı hedef aldıklarını söyledi. “Terör örgütlerinin saldırıları dil, din, ırk, coğrafya gözetmeksizin tüm insanlığa yöneliktir.” Altun, bu nedenle terörün önlenmesi ve terörle mücadelede kararlı bir duruş benimsenmesi ve yaptırımların uygulanmasının elzem olduğunu söyledi.

Bunun için terör örgütleri ayrımı gözetilmeksizin ve terör eylemlerinin gerçekleştirildiği coğrafya fark etmeksizin uluslararası bir mücadele anlayışının geliştirilmesi zorunludur.” Türkiye’nin terörle mücadele yaklaşımının dünyanın geri kalanı için de örnek teşkil ettiğini söyledi. Türkiye, bölgesinde ve dünyada barış, güvenlik ve istikrarı sağlayan, ulusal güvenliğini pekiştiren bir güçtür. Türk yetkili, Ankara’nın üstlendiği rol ve sorumluluklar ve geliştirdiği uluslararası söylemle barış ve güvenliğin garantörü olmaya devam edeceğini söyledi.

“Ülkemiz, PKK/YPG’den DEAŞ’a ve Gülenci Terör Örgütü’ne (FETÖ) kadar milli güvenliğimizi ve bölge barış ve istikrarımızı tehdit eden tüm terör örgütleriyle etkin bir şekilde mücadele etmiştir ve etmeye devam etmektedir.”

Ancak Türkiye’nin bu mücadelede hak ettiği desteği ve dayanışmayı görmediğini, hatta mücadele ettiği terör örgütleri ve teröristlerin çeşitli ülkeler tarafından desteklendiğinin altını çizen Altun, şunları kaydetti: “Terörle mücadele adı altında başka bir terör örgütünü besleyenler, küresel terörle mücadeleye ihanet etmektedirler. Bu ülkeler kendilerine pahalıya mal olabilecek bu stratejiden bir an önce vazgeçmelidir.”

Altun, 21. yüzyılın güvenlik tehditlerinin sadece ülkeler arası çatışmalar, bölgesel çatışmalar veya savaşlarla sınırlı olmadığını da vurguladı. “İklim değişikliği, çevre sorunları, doğal afetler ve bunların sonuçları da göz ardı edilemeyecek küresel güvenlik konularıdır.”

İstanbul Güvenlik Forumu, bölgesel ve küresel güvenlik tehditlerini ve çözüm önerilerini yenilikçi bir bakış açısıyla ele almak üzere Türkiye İletişim Başkanlığı tarafından 2-3 Mayıs tarihlerinde düzenleniyor. İstanbul’da ilk kez düzenlenen iki günlük etkinlik, bölgesel ve küresel güçlerin güvenlik politikalarına yaklaşımlarını tartışacak olan politika yapıcılar, akademisyenler, uzmanlar, gazeteciler ve uluslararası kuruluşların temsilcilerini bir araya getirecek. Katılımcılar, forum boyunca panellerde ve yuvarlak masa toplantılarında güvenliği sağlamanın yolları ve toplu yanıt gerektiren zorluklarla yüzleşme konusunda görüş alışverişinde bulunacaklar.